Bakakalırım giden geminin ardından, Atamam kendimi denize dünya güzel, Serde erkeklik var, ağlayamam…
Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilir, Müptela-yı gama sor kim geceler kaç saat…
Ne içindeyim zamanın, Ne de büsbütün dışında, Yekpare geniş bir anın, Parçalanmaz akışında…
Biz elbette biliriz ki aynada oluşan görüntüyü sağlayan şey aynanın arkasını kaplayan sırdır. O sır bütün insanın ve hayatın her yanını kuşatmıştır.
Laf uzuyor, yol uzuyor, telgrafın tellerine kuşlar konuyor, herkes sevdiğine yanıyor…
İnsan sadece kaştan, gözden, gövdeden mi ibaret? Ayna dediğin, taşı, toprağı,evi, sokağı da gösteriyor. Mühim olan bu vücudun içini görebilmek. Kalbin aynasında ne var, ona ulaşabilmek. Ne demişler : ” Kendini bilen Rabbini bilir…”